Engelli kavramı çokça duyduğumuz ve bilinçlendirilmesi gereken bir kavramdır. Doğum öncesi ve sonrasında psikolojik, bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerinin kayba uğraması ve ihtiyaçlarını karşılamada güçlük çeken bireylerdir. İstismar ise en bilindik tanımıyla kişilerin iyi niyetinden yararlanmak, kişiyi kendi çıkarları ve hevesleri uğruna kullanmak, rızası olmadan, kendi iradesi dışında istemediği durumlara maruz bırakmaktır. İstismar: fiziksel, cinsel, duygusal ve ihmal olarak ayrılmaktadır. Fiziksel istismar en yaygın ve belirlenmesi en kolay olan istismar türüdür. Cinsel istismar, çocuğun en az 6 yaş büyük biri tarafından cinsel doyum için zorla ya da ikna edilerek kullanılmasıdır. Üzücüdür ki cinsel istismar belirlenmesi en zor olan istismar türüdür. Burada çocuğun ifadesi istismarı en net ortaya çıkarandır. Cinsel istismar istismarcılar tarafından faile cinsel zevk verecek ancak çok az veya hiç hasar bırakmayacak şekilde seçilir bunu için tıbbi müdahale ertelenmemelidir. Ertelenmesi istismara uğrayan kişinin benlik saygısını hasara uğratmakta, intihara sürüklemeye yol açmakta ve üzücüdür ki sesleri duyulmayan birçok kişi intiharı tercih etmeye maruz bırakılır. Duygusal istismar ise en sık karşılaşılan, çocuğun beklentilerini karşılamamak, saldırganca davranmak, çevredekilerin çocuktan beklentileri, çocuğa bağırma, küfretme, yalnız bırakma, tehdit etmek durumlarını kapsar. Tek başına var olsa da fiziksel ve cinsel istismarın hasarı ortadan kalktığında bile duygusal istismar devam etmektedir. Diğer istismar türlerine göre tanımlanması daha karmaşık, en zor olandır ve en sık rastlanılan istismar türlerindendir. Burada bireysel terapi iyileştirme ve bu süreci daha sağlıklı atlatmada doğru bir yoldur. İhmal ise çocuğun gerekliliklerinin, bakım vereni tarafından karşılanmamasıdır. Fiziksel ve cinsel istismara göre daha göreceli olduğu için tanısı daha zordur. İstismar noktasında farkındalık büyük önem arz etmektedir. Burada doktorlar ve öğretmenler büyük bir iş düşmektedir, onlar çocuklarla bir araya gelip onlarla iletişim kurma ve onlardaki belirtileri fark etmede daha başarılıdırlar. İhmal ve istismar arsındaki farka da değinirsek: ihmal, yapılması gerekenin yapılmaması, bilinçsiz olmak, ihtiyaçları karşılanmaması, istismar ise aktif ve bilinçli uğratılan bir zarardır. Bir diğer konumuz ise zihinsel engelli ve istismar kavramlarının bir arada kullanılması, kulağa çok hoş gelmeyen, yaralayıcı bir durumdur. İstismar günümüzde en sık duyulan ve önlenmeye çalışılan ve istismara uğrayan kişiyi birçok yönden (psikolojik, sosyal, duygusal, fiziksel) etkiyen üzücü bir durumdur. Ülkemizde zihinsel engelliler için ne rehabilitasyon merkezlerinde ne de farklı bir kurumda cinsel istismardan korunma eğitimi verilmemektedir ve bu çocuklar akranlarına oranla ailelerine daha çok bağlı ve muhtaç yaşamaktadırlar. Bu noktada ebeveynleri eğitime daha çok muhtaçtırlar. Zihinsel engelli çocukların yapılan araştırmalar doğrultusunda ergenlik dönemlerine girdikleri vakit akran istismarı ve cinsel istismar ile ilgili kaygılar yaşadıkları ve karşılaştıkları bu süreçte nasıl tepki verecekleri hakkında bilgi sahibi olmadıkları belirlenmiştir. Kaygılarını gidermek ve istenilen davranışı kazandırmada aileler önemli bir role sahiptirler. Toplumumuzda cinsel istismara algıda seçici olunmasının da en fazla cinsel istismarın bilinmesinde etkili olabileceği de düşünülmüştür. Ebeveynlerin cinsel istismarcıların kullandıkları yolları, taktikleri bilmeleri çocuklarına anlatmaları onların kaygılarını gidermek ise istismara uğrama olasılığını azaltabilmektedir. Bilindiği üzere çocuk cinsel istismarı için yabancılardan çok aile bireylerinin risk oluşturduğu ve çoğu cinsel istismar olayında çocuğun tanıdığı biri olduğu belirtilse de yabancı istismarcı sayısı da önemlidir. Fakat zihinsel engelli çocuklar, ilgi ve sevgi açlığını akranlarına oranla daha fazla hissedebilmektedirler, dışardan gelen ilginin ayrımını yapmakta çok başarılı değillerdir, kendilerine gösterilen ilgiye, sevgiye kolaylıkla yanıt verebilmekte ve yabancılara yüksek bir ilgi duymaktadırlar. Ailelere burada yine büyük bir rol düşmektedir. Çocuklarını cinsel istismardan koruma eğitimleri almalıdırlar. İlk olarak, özel vücut bölgelerinin öğrenilmesi ve çocuğa bunların anlatılmasıdır. Araştırmalarda cinsel bölge isimlerini bilmeyen çocukların daha çok istismar edildikleri öğrenilmiştir. İkinci olarak ise onlara iyi ve kötü davranışları ayırt edebilme yeteneği sağlayıp anlatmaktır. Görüldüğü üzere istismarın önüne geçebilme ve ortaya çıkarılmasında ebeveyn-çocuk ilişkisi önemli bir yerdedir. Ebeveynler çocukları ile iletişim kurmalıdırlar. Araştırmalar birçok şeyin eğitim eksikliği, iletişim eksikliğinden çocukları daha savunmasız hale getirdiğini ve ebeveynlerine yaşadıkları durumları daha rahat anlatamamalarını gözler önüne sermektedir. Bir başka nokta ise özellikle annelerin fiziksel cezayı istismar olarak kabul etmedikleri ve %64.8’ inin çocuklarına fiziksel şiddet uyguladıkları belirtilmiştir. Yapılan araştırmalar da ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları fiziksel cezayı fiziksel istismar olarak bilmedikleri ya da kabul etmedikleri görülmektedir. Yine eğitimin ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu işaret eden bir durumla karşı karşıyayız. Son olarak cinsel saldırıların ne kadar gündeme gelindiği polise bildirildiğine değinecek olursak ne yazık ki yalnızca %15’ inin polise ihbarda yansıdığı, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarında mahkemeye başvurma sayılarının düşük olduğu, ebeveynlerin %21.4’ ünün istismar sorununu aile içinde çözülmesi istismarın gizli kalması gerektiğini düşünmektedir. Bu sonuçlar her ne kadar iç açıcı olmasa da burada eğitimin, bilinçlenmenin ve ebeveyn olarak, toplumda yer alan bireyler olarak birçoğumuzun üstü düşen noktada istismara maruz kalanların sesi olmaya özen göstermeli onlara destek olmalıyız.
KAYNAKÇA
Hafif zihinsel engelli çocukların ebeveynlerinde çocuk cinsel istismarı konusunda farkındalık yaratma: Eğitim uygulaması örneği
https://www.j-humansciences.com/ojs/index.php/IJHS/article/view/4349/2298
Çocuk İstismarı ve İhmali Yaşar Tıraşçı, Süleyman Gören
http://www.diclemedj.org/upload/sayi/54/Dicle%20Med%20J-02602.pdf