YAŞAMIN KENDİSİYDİ DRAMA

Merhabalar değerli dostlar. Turuncu dünyamızda buluşacağımız liman bu seferde drama oldu. Konumuz dramaysa  ilk sahne deneyimimle giriş yapmadan olmaz. İlk sahne deneyimimi lisedeyken yaşamıştım. İçinde bulunduğum anı ve kendimi hissetmiştim sahnede. En büyük sorunlardan değil mi anda ve kendimizde kalamamak. Bir oyunda rollerin içinde yaşamaktı mutlu olmak, var olmak, iyileşmek, en güzeli de kendini ifade etmek ve kendinin farkına varmak. Var olduğumu hissettiğim tek yerdi sahne.  O günden sonra tiyatroya olan tutkumla drama alanını, yaratıcı dramayı, psikodramayı çok sevmekle birlikte araştırmaya başladım. Çünkü oyun, sahne, roller, doğaçlamalar bana o kadar iyi geliyordu ki büyük bir güce sahipti. Sonraki süreçlerde çalıştığım özel eğitim merkezinde çocuklarla iletişime geçerken zorlandığım an tiyatroyu, ritimleri, doğaçlamaları, müzikleri kullanmaya başladım farkında olmadan. Evrensel bir dildi aslında. Hayatın her alanında, zaman, kişi fark etmeden her yerde drama vardı. Çünkü yaşamın kendisiydi drama.

Drama, yaratıcı drama, psikodrama ve tiyatro birbirinden farklı alanlar. Ortak noktaları olmakla birlikte hepsi kendi içinde bir dünya. Gelin de bu dünyalardan biri olan yaratıcı dramada yolculuğa çıkalım.

Yaratıcı drama grup içerisinde bireylerin yaşanmışlıklarının ışığında, bir amacın, bir düşüncenin, doğaçlama, rol oynama gibi tiyatro tekniklerinden yararlanarak canlandırılması var edilmesidir. Günümüzde kalıcı öğrenme modellerinde yaratıcı drama dikkat çeker. Çünkü yaratıcı drama, yaparak ve yaşayarak öğrenmedir. Eğitimde çok güzel bir araçtır. Eğitimin monoton ve tek düze ezbere dayalı sisteminde en çok ihtiyaç duyulanın yaratıcı drama olduğunu düşünüyorum. Tıpkı her insanın kendi sahnesine ihtiyaç duyduğu gibi.

 İnsanın insanla etkileşimde bulunduğu her alan yaratıcı dramanın kullanımına uygundur. Sınıfta, evde, okulda her yerde aktif bir şekilde yaratıcı dramadan yararlanılabilir. Yaratıcı drama için sahneye, dekora, seyirciye gerek yoktur. Gündelik eşyalar bir anda dekor, bulunduğun yer sahne oluverir. Bir yerlerden tanıdık geldi mi? Tıpkı çocukluğumuzda tarağı mikrofon, sandalyeyi ise sahne gibi kullanarak şarkıcı olduğumuz anlar. Büyük bir yaratım ve hayal gücü ile güçlenir yaratıcı drama. Çocukluğumuzda gördüğümüz gibi kendin olmaktır. Bir yeteneğe, mesleğe, unvana, ihtiyacın yoktur. Sadece olduğun gibi var olmak yeterlidir.

“Peki yaratıcı drama nasıl uygulanır?” sorusu için uygulama aşamalarına bakacak olursak;

Isınma ve Rahatlama Çalışmaları: Grup lideri tarafından katılımcılara beş duyuyu kullanmayı sağlayarak; gözlem yetisini geliştirme, bedensel ve dokunsal çalışma, tanışma, etkileşim, güven ve uyumu özelliklerini kazandıran çalışmalardır.

Oyunlar: Bireyler belli kurallara tabi tutulsalar da özgürce oyunlarını oynamasıdır. Bilinen çocuk oyunları ve birçok oyundan yararlanılır.

Doğaçlamalar: Tek bilinenden yola çıkarak bilinmeyenler içinde yolculuk etmek diyebiliriz doğaçlamaya. Bireysel ve grupsal yaratıcılığın ön plana çıktığı bir uygulamadır.

Oluşum: Doğaçlamada yapılan etkinliklerden de beslenerek, önceden hiç belirlenmemiş bir çıkış noktasından hareket ederek önceden tasarlanmamış sonuçların ortaya çıktığı bir aşamadır. Oluşum aşaması rastgele bir sanat ürünü taslağının meydana gelmesiyle sonuçlanabileceği gibi, bir tiyatro tekniği veya eğitimde kullanılan tekniklerle de sonuçlanabilir. Oluşum aşamasında birçok ürün ortaya çıkabilir. (Şiir, karikatür, resim öykü günlük, mektup…) Her yaratıcı drama çalışmasında oluşum aşaması olması gerekmemektedir, özellikle küçük yaş gruplarındaki çocuklarla yapılan çalışmalarda oluşumlara ulaşılması zor olabilir.

Değerlendirme Aşaması: Toparlama bir araya getirme aşaması olarak düşünebiliriz. Tüm sürecin sonunda bireyin, günün değerlendirmesini yaptığı aşamadır. Lider sorular çerçevesinde, katılımcılara planlanan programın aşamalarını hatırlatır ve bilgilerinin pekişmesine yardımcı olur. Liderin hedeflediği amacın, sağlamasını yapması açısından değerli bir aşamadır. Özellikle amaçlara uygun geliştirilecek sorularla desteklendiğinde, alınan cevaplara göre amaca ulaşılıp ulaşılmadığı anlaşılarak aşamalar sonlandırılır.

 Yaratıcı drama, yaratıcılığın çokça olduğu estetik gelişimi eleştirel düşünmeyi ve birlikte çalışma alışkanlığını sağlar. Doğaçlama ve canlandırma aşamalarında katılımcılar herhangi bir metne dayanmadan, spontane ve doğal hareket ettiklerinden yaratıcılıkları da gelişir. Doğaçlamalar spontane olma özelliğiyle kişiye büyük bir özgürlük sunar. Kim olarak ne yaşayacağın senin elindedir. Bu özgürlük değil de nedir?

“ Üremekten daha önemli olan şey çocuktur; Yaratının evriminden daha önemli olan şey yaratıcının evrimidir.” Moreno bu sözleri ile önemli olanın ne olduğu konusunda bize yol göstermektedir. Dramanın özellikle çocuklarda bilinçli bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Bebek mucizesine yapacağımız her etki onu geliştirmeli ve desteklemelidir. Yaratıcı drama sayesinde bireyin dikkat, algılama, dinleme, konuşma ve yorumlama özellikleri gelişir. Özel eğitim alanındaki çocuklarımızın da eğitimi sırasında yaratıcı drama çok güzel bir iletişim aracıdır. Öğrenmeyi, ilişki kurmayı, grup halinde çalışabilmeyi geliştirir.

 Değerli dostlar umarım yaratıcı dramayı sizlere anlatabilmiş ve güzel bir yolculuk yaptırabilmişimdir.  Sevgide aşkta olduğu gibi anlatamasak da hissettiğimiz; dramaya, doğaçlamaya, oyunlara ve hepsinden öte insanın insana kavuştuğu günlere gelmek dileğiyle. Turuncu dünyamızda limanlarda buluşmak ümidiyle hoşça UPÖY’ de kalın.

Gülsüm KAR
Gülsüm KAR

Sahnede nefes alabilen bir tiyatrosever, yazarak iyileşen bir kalem işçisi…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir