PSİKOLOJİK DANIŞMAN ADAYLARININ AKADEMİK ERTELEME DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Fatma Sude ÇETİNKAYA1*, Asiye Selay KESKİN2, Büşra MADAN3, Ceren ALTINER4

1*Gazi Üniversitesi. fsudecetinkaya@gmail.com
2Yıldız Teknik Üniversitesi. selaykeskin88@gmail.com
3Aydın Adnan Menderes Üniversitesi. madanbusra@gmail.com
4Hacettepe Üniversitesi. cerenaltiner43@gmail.com

ÖZ
Bu çalışmanın amacı psikolojik danışman adaylarının akademik erteleme düzeylerinin incelenmesidir. Tarama modeli uygulanan bu çalışma, UPÖY Yazı İşleri ve Bilimsel Araştırmalar Birimi tarafından 2021-2022 eğitim öğretim yılının bahar döneminde 234 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı  olarak Çakıcı (2003) tarafından geliştirilen “Akademik Erteleme Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen verilere göre akademik erteleme düzeylerinin “orta düzey” sınıflamasında yer aldığı görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: Psikolojik danışman adayları, akademik erteleme

1.GİRİŞ

Erteleme davranışı, hayatımızda oldukça yaygın, olumsuz bir kavram olmasına rağmen, üzerinde tam olarak uzlaşılan bir tanım vermek kolay değildir. İngilizcede “procrastination” olarak bilinen bu olgu, Türkçede “işleri son âna bırakma”, “son dakikacılık”, “erteleme” ve “geciktirme” gibi kavramlarıyla karşılık bulmaktadır (Çakıcı, 2003). Erteleme, bir işi ertelemeye yönelik kişisel özellik, davranışsal eğilim ya da akılcı olmayan geciktirme olarak değerlendirilmektedir (Balkıs, 2006, akt. Şirin ve Duman, 2018).

Literatürde erteleme davranışı, “kronik erteleme” veya aynı zamanda kişilik özelliği ve “durumsal erteleme” şeklinde ele alınmaktadır. Kişilik özelliği ya da kronik olarak erteleme; bireyin yaşamının her alanında gösterdiği, çevresiyle baş edebilmede yetersizlik ve çaresizliğe sebep verebilen bir davranıştır. Durumsal erteleme ise kişinin yaşamında belirli zamanlarda ortaya çıkan, diğer erteleme türü olan kronik ertelemeye göre daha az görülen ve tipik olmayan bir davranış türü olarak ifade edilmektedir (Ferrari ve Pychyl, 2000; Vestervelt, 2000, akt. Şirin ve Duman, 2018).

Yaşamda, zamanı genellikle önceden belirlenen işler söz konusudur ve bireyler çoğunlukla bunlara uymakla yükümlüdür. Ancak belli işler arasında tercih yapılmakta ve bazıları ileri bir döneme geciktirilebilmektedir. Günlük yaşantımızda sergilediğimiz bir davranış olan erteleme, belli bir zamanda yapılması planlanan işlerin sebepsizce geciktirilmesidir. Bu işler, erteleme davranışı gösteren kişi tarafından bazı bahanelerle önemsiz görülebilir, bir nedene bağlanarak son anda yapılabilir veya hiç yapılmaz. İşlerin son anda yapılması da yine erteleme davranışı olarak değerlendirilmektedir (Stead, Shanahan ve Neufeld, 2010, akt. Baltacı, 2017).

Erteleme davranışının önemli nedenlerinden biri, bireyin zaman yönetimindeki yetersizliği olabilmektedir. Günlük yaşantısında zamanı verimli şekilde yönetememe, görüşmelerini planlayamama ve iş hayatı ile özel hayatına ayırdığı zaman konusunda yaşadığı sorunlar, kişinin rasyonel olmayan beklentiler içinde yer alması veya mükemmeliyetçi tutumu da (Vestervelt, 2000, akt. Baltacı, 2017) bu kişinin erteleme davranışı sergilemesine sebep olabilmektedir (Flett, Hewitt, ve Martin, 1995, akt. Baltacı, 2017).

Kişinin, başaramayacağını düşünmesi ile işlerini ertelemesi durumu veya başarısızlık yaşama korkusu sebebiyle, işini yapmayı geciktirmesi olarak açıklanabilecek bu durum, bireylerde ve örgütlerde oldukça sık karşılaşılan bir çeşit kaygı bozukluğudur (Orpen, 1998, akt. Baltacı, 2017).

Erteleme davranışının neden ve sonuçlarından hareketle bu davranışın, kişinin topluma uyumu, başarısı, performansı, psikolojik ve fizyolojik sağlığını olumsuz yönde etkileyen önemli bir olgu olduğu sonucuna varmak mümkündür. Alan yazında, erteleme davranışının kişilik özelliklerinden etkilendiği bilinmektedir (Baltacı, 2017).

Sergilenen erteleme davranışı sonucunda yaşanan kısa süreli rahatlık duygusu, uzun sürede bireylerde kaygılı bir durum yaratmaktadır. Kaygının yanı sıra akademik erteleme davranışı gösteren üniversite öğrencileri bu süreçte sürekli stres, başarısızlık ve suçluluk duygusu, düşük özyeterlik algısı gibi çeşitli psikolojik sorunlar yaratabilecek olumsuz duyguları da yaşayabilmektedir (Akbay ve Gizir, 2010).

Öğrenciler üzerinde erteleme eğiliminin yaygınlığı konusunda yapılan araştırmalar, öğrencilerin oldukça önemli bir kısmının erteleme eğilimine sahip olduklarını göstermektedir. Akademik erteleme ismi verilen bu erteleme davranışı genel olarak; akademik göreve başlama ya da tamamlamayı bir sonraki güne bırakmada irrasyonel bir eğilim olarak tanımlanabilmektedir(Aydoğan ve Özbay, 2012).

Bilindiği üzere akademik ortamda öğrencilerin dönem ödevi hazırlama, sınavlara hazırlanma, haftalık okuma ödevlerini tamamlama, akademik idari işleri yerine getirme, derslere katılım gibi yapılması gereken bazı görevleri olmasına rağmen bu görevlerin yerine getirilmesi sıklıkla bir sonraki güne veya günlere bırakılmaktadır.

Bu akademik erteleme davranışının birçok faktörle ilişkisi olduğu saptanmıştır. Alan yazını tarandığında akademik erteleme eğiliminin, düşük akademik performans, dersten kaçma, başarı için düşük çaba, düşük öz yeterlilik, düşük kapasite ve düşük motivasyon ile yakından ilişkili olduğu görülmüştür (Balkıs ve Duru, 2010).

Alanda yapılan çalışmalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde erteleme davranışının aslında tek boyutlu olmadığı, hayatın farklı alanlarında farklı boyut ve düzeylerde etkide bulunduğu görülmektedir. Erteleme davranışı bireyin iyilik halini, akademik, sosyal ve psikolojik uyumunu olumsuz yönde etkileyebilmekte, yaşamın farklı yönlerinde farklı işlevler üstlendiği görülmektedir (M.Balkıs, E.Duru, Buluş, S.Duru,2006).

Çalışmanın Amacı ve Önemi
Başta özel hayatı olmak üzere içinde bulunabileceği tüm ortamlarda zaman kavramıyla karşılaşan birey, istek ve öncelikleri doğrultusunda hareket etme eğilimi göstermektedir. Okul çağlarına gelindiğinde ise artan sorumluluklar bireylere erteleme ve zamanı etkin kullanma kavramlarını doğurmaktadır. Günümüzde özellikle okul psikolojik danışmanlarına doğru ders çalışma planı öğretme, zamanı etkin kullanarak akademik başarıyı arttırma gibi hedeflere yönelik görevler atfedilmektedir. Atfedilen görevlerin etkin bir şekilde öğrenciye aktarılmasının en önemli koşulu ise psikolojik danışmanın okuldaki faaliyetlere yönelik zamanı etkin kullanması ve buna yönelik erteleme davranışının etkisinin farkında olması gerekliliği şeklinde ifade edilebilir.
Bu doğrultuda çalışmada, hem toplumsal hayattaki etkin katılıma yönelik bir farkındalık geliştirebilmek hem de mesleki anlamda önem arz eden zaman kavramına dikkat çekebilmek hedeflenmiş ve psikolojik danışmanların akademik erteleme davranışlarının ölçülmesi amaçlanmıştır.

2.YÖNTEM

2.1.Araştırmanın Modeli
Bu araştırma tarama modelli bir araştırmadır. Araştırmada tarama modeline uygun olarak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencilerinin akademik erteleme düzeylerinin belirlenmesi kapsamında ölçek ile doğrudan inceleme yapılmış ve elde edilen bulgular yorumlanmıştır.
2.2. Örneklem
Çalışmanın örneklemini 2021-2022 eğitim öğretim yılının bahar döneminde öğrenim gören 234 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencisi oluşturmaktadır.

2.2.1.Demografik Özellikler
2.2.1.1.Cinsiyet Dağılımları
Katılımcıların cinsiyet dağılımlarına bakıldığında %65.8’inin kadın, %33.8’inin erkek, %0.4’ünün ise diğer(transeksüel) olduğu görülmektedir.

2.2.1.2.Yaş Dağılımları
Yaş dağılımlarına bakıldığında 21 yaşında %28.6, 20 yaşında %24.8, 22 yaşında %16.2, 19 yaşında %13.2, 23 yaşında %6.8, 18 yaşında %3.8, 24 yaşında %3.4, 26-27-30-33-34-35-38 yaşlarında %0.4’er katılımcının yer aldığı görülmektedir.

2.2.1.3.Sınıf Düzeyi Dağılımları
Bu katılımcıların yer aldığı sınıf düzeylerine bakıldığında ise %31.6’snın 3. sınıf, %29.9’unun 2. sınıf, %24.4’ünün 1. sınıf, %13.7’sinin 4. sınıf ve %0.4’ünün ise hazırlık sınıfı öğrencisi olduğu bilinmektedir.

2.3.Veri Toplama Aracı
2.3.1.Akademik Erteleme Ölçeği

2003 yılında “Lise ve Üniversite Öğrencilerinde Genel Erteleme ve Akademik Erteleme Davranışının İncelenmesi” adlı yüksek lisans tezinde Deniz Çiğdem Çakıcı tarafından geliştirilen Akademik Erteleme Ölçeği, tek alt faktörden ve bireylerin öğrenim yaşantılarındaki sorumluluklarını içeren 7 olumlu 12 olumsuz olmak üzere toplam 19 maddeden oluşmaktadır.
Ölçekte bulunan madde cevapları “beni hiç yansıtmıyor”, “beni çok az yansıtıyor”, “beni biraz yansıtıyor”, “beni çoğunlukla yansıtıyor”, “beni tamamen yansıtıyor” şekillerinde olmak üzere 5 basamaklı likert tipinde derecelendirilerek puanlama sistemi yapılmıştır. Akademik ertelemeyi yansıtan bir maddeyi “beni hiç yansıtmıyor” şeklinde ifade edenler 1, “beni tamamen yansıtıyor” şeklinde ifade edenler ise 5 puan alacak şekilde tek yönlü bir puanlama sistemi geliştirilmiştir. Puanlama sistemine göre geliştirilen ölçekten alınabilecek en düşük puan 19, en yüksek puan 95 olarak belirlenmiştir. Ölçekteki yüksek puan, ölçeğin uygulandığı kişilerin akademik erteleme davranışını sergilediklerini ortaya çıkarmaktadır (Çakıcı, 2003).
Ölçeğin geliştirilme süreçlerini kapsayan analizlerde tek faktörlü olarak kullanımının yanı sıra iki faktörlü olarak kullanılabileceği de Çakıcı tarafından belirtilmiştir. İki faktörlü yapıda ilk faktör “çalışma zamanını etkin kullanma” olmak üzere 12, ikinci faktör “erteleme” olmak üzere 7 maddeyi kapsamaktadır.
Ölçek geliştirilme sürecinde oluşturulan geçerlik çalışmaları; ölçek varyansının %41.46’sını ilk faktörün, %7.76’sını ikinci faktörün açıkladığını göstermektedir.

Gerçekleştirilen güvenirlik çalışmalarında ise ölçeğin genelini kapsayan güvenirlik katsayısı uygulanan test- tekrar test yönteminde .89, Cronbach Alpha kat sayısı  hesaplamasında .92 olarak saptanmıştır. Faktör güvenirliklerine bakıldığında ise ilk faktör güvenirlik katsayısı .88, ikinci faktör güvenirlik katsayısı  .85 olarak belirlenmiştir. Uygulanan ölçek kâğıt kalem testi olup, tür olarak kendini değerlendirme ölçeği kategorisinde yer almaktadır. Ölçeğin uygulama grubu lise ve üniversite öğrencilerini kapsamaktadır (Sarıkaya Aydın ve Koçak, 2016).

2.3.1.2.Verilerin Değerlendirme Kriterleri

2.4.Uygulama
Çalışmada kullanılan ölçek, Google Form aracılığıyla katılımcılara ulaştırılmıştır. Uygulama sırasında araştırmanın amacı gizli tutulmuş ve elde edilecek verilerin sadece bu araştırma için kullanılacağı açıklanmıştır. Bu nedenle katılımcılardan sorulara içten yanıt vermeleri istenmiştir. Çalışmaya gönüllü olarak katılan 234 psikolojik danışman adayının ölçeği cevaplamalarının ardından katılımcılara ulaştırılan ölçek verileri toplanmıştır.

3.BULGULAR

3.1.Verilerin Dağılımı ve Yorumlanması

Akademik Erteleme Ölçeği verileri, 23 Mart – 8 Nisan 2022 tarihleri aralığında UPÖY Yazı İşleri ve Bilimsel Araştırmalar Birimi tarafından Google Form aracılığıyla toplanmıştır.
234 psikolojik danışman adayına uygulanan ölçek sonuçlarına bakıldığında genel akademik erteleme davranışının ortalamasının %63.4 olduğu görülmüştür. İki boyutttan oluşan ölçeğin birinci boyutu, genel ortalamada ham puan olarak 38.7 şeklindedir ve yüzdesel olarak 64.5’e karşılık gelmektedir. Ölçeğin ikinci boyutu olan Erteleme faktörünün geneldeki dağılımı ham puan açısından 18.5, yüzdesel dilim açısından ise 52.9 şeklindedir. Sayısal değerler incelendiğinde psikolojik danışman adaylarının Çalışma Zamanını Etkin Kullanma ve Erteleme boyutlarında orta düzey sınıflamasında yer aldıkları bulunmuştur.
Yapılan araştırma sonucunda psikolojik danışman adaylarından oluşan katılımcıların genelinin, akademik hayatlarındaki faaliyetlerini sürdürürken zaman dilimlerini etkin ve düzenli bir şekilde kullanma eğiliminde oldukları ve bununla birlikte erteleme davranışını da sergiledikleri söylenebilir. Verilerin dağılımlarına tablolarda yer verilmiştir.

4.TARTIŞMA VE ÖNERİLER

4.1.Müdahale Planı

Akademik erteleme davranışı, uzun vadede başarısızlığa sebep olarak kişide değersizlik ve yetersizlik duygularına yol açabilmektedir (Tanrıkulu, 2021). Bu duygudurum kişide düşük benlik saygısı, düşük özgüven, başarısızlık korkusu gibi istenmeyen durumlara sebep olabilmektedir. Bu nedenle akademik erteleme davranışıyla başa çıkmak, söz konusu istenmeyen durumlara neden olan etmenlerin de ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.
Akademik ertelemeye ilişkin bir müdahale planı tasarlamadan önce, akademik ertelemeye neden olan durumları ve etmenleri mercek altına almak gerekmektedir. Akademik ertelemenin pek çok nedeni ve boyutu olduğu bilinmektedir. Bunlara mükemmeliyetçilik, akademik özyeterliğe ilişkin tutum, benlik saygısı, zaman yönetimindeki yetersizlik, konsantre olmadaki güçlük, irrasyonel düşünceler, alışkanlıklar ve kişisel özellikler örnek olarak verilebilir.
Görüldüğü üzere pek çok faktörden etkilenen akademik erteleme davranışı, çok boyutlu olarak ele alınmalı ve müdahale planı da buna göre şekillendirilmelidir.

Kandemir’e göre (2016) sorumluluk kişisel özelliği, akademik erteleme davranışını doğrudan etkileyen önemli bir değişkendir. Sorumluluk kişilik özelliği ile akademik erteleme davranışı arasında negatif bir ilişki vardır: Yani kişilerin sorumluluk bilinci arttıkça akademik erteleme davranışları azalmaktadır. Bu bilginin ışığında üniversite öğrencilerine sorumluluk eğitimi verilebilir. Sorumluluk eğitimi Hayta Önal (2005) tarafından “bireyin davranışlarının farkında olması ve görevlerini yerine getirmesi açısından bilinç kazanması ve bunu davranışlarında gösterebilmesi amacıyla bireye verilen eğitim” olarak tanımlanmıştır. Bu konuyla ilgili çalışma yapmak isteyen araştırmacılar sorumluluğu etkileyen pek çok faktörü göz önüne alarak bir sorumluluk eğitim programı geliştirebilir. Alanyazında bu tür eğitim programlarının daha çok gruba yönelik olarak planlandığı görülmektedir.
Akademik erteleme davranışını etkileyen faktörlerden bir diğeri olan zaman yönetimi, kişilerin mevcut problemlerini tek başına çözmeyebilmektedir fakat etkili çözüm yollarına ulaşılmasında oldukça yardımcı olmaktadır (Alay ve Koçak, 2003). Zaman yönetimi bireylerin verimliliğini büyük ölçüde etkilediği kabul edilen zamanın etkili kullanılabilmesi adına yapılan yönetimlerdir (Çağlıyan ve Güral, 2009). Dolayısıyla çalışma alanında zaman yönetimi vesilesiyle verimliliği artan bireyler hedeflerine daha rahat ulaşacaktır denilebilir. Zaman yönetimi konusunda herkes için tek bir doğru yol olmasa da bilginin küreselleşmesi ve öğrenilecek çok fazla bilginin olması, zaman yönetiminin kaçınılmaz önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Alay ve Koçak’ın (2003) yaptığı araştırmaya göre zamanını iyi yönetebilen ve zamanı israf eden dikkat dağıtıcılardan uzak olan üniversite öğrencilerinin bu durumu, akademik hayatlarında olumlu yönde bir etki yapmıştır. Bu anlamda tıpkı sorumluluk eğitiminde olduğu gibi öğrencilere zaman yönetimi konusunda da bir eğitim programı tasarlanabileceği düşünülmektedir. Zaman yönetimi de tıpkı sorumluluk kişisel özelliği gibi çok boyutlu ele alınması gereken bir kavramdır. Dikkat dağıtıcılar, kişinin zamana yüklediği anlam, başarısız zaman yönetimi girişimleri ve bunların neden kaynaklandığı gibi pek çok durum göz önüne alınmalıdır.
Bireylerin akademik yaşamlarında hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabileceği söylense de mükemmeliyetçilik, “hata yapmadan standartlara ulaşma çabası” şeklinde gerçekçi olmayan beklentiyi de içeren bir boyutu vardır (Odacı ve Kaya, 2019). Bu nedenle başarısızlıktan ve hata yapmaktan korkmayı içeren mükemmeliyetçiliğin bu boyutu, uyumsuz bir kişilik özelliği olarak göze çarpmaktadır. Uyumlu ve kendine yönelen mükemmeliyetçilik, akademik ertelemeyle negatif bir ilişki içerisinde olsa da genel olarak mükemmeliyetçi eğilimler akademik ertelemeyi yordar niteliktedir (Odacı ve Kaya, 2019). O halde mükemmeliyetçi eğilimlere sahip ve akademik erteleme yapan bireylerin, bu eğilimlerini ne amaçla ve hangi motivasyonla, ne derecede yaptıklarını iyi analiz etmek gerekmektedir. Akademik anlamda “en iyiyi ortaya koyma” anlamına gelen uyumlu mükemmeliyetçilikle akademik ertelemenin yordayıcılarından olan uyumsuz mükemmeliyetçiliğin ayırdı sağlanmalıdır. Bu tür durumlarda kişiye psikolojik danışma yoluyla bir sağaltım sağlanabilir ve mükemmeliyetçi eğilimlerinin altında yatan mekanizmaların anlaşılmasına çaba harcanabilir.

KAYNAKLAR

AKBAY, S. & GİZİR, C. (2010). Cinsiyete Göre Üniversite Öğrencilerinde Akademik Erteleme Davranışı: Akademik Güdülenme, Akademik Özyeterlik Ve Akademik Yükleme Stillerinin Rolü. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 6(1), 60-78. 

ALAY, A. G. S., & KOÇAK, S. (2003). Üniversite Öğrencilerinin Zaman Yönetimleri ile Akademik Başarıları Arasındaki İlişki. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi. 35(35), 326-335.

AYDOĞAN, D. & ÖZBAY, Y. (2012). Akademik Erteleme Davranışının Benlik Saygısı, Durumluluk Kaygı, Öz-Yeterlilik Açısından Açıklanabilirliğinin İncelenmesi: Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi. 2(3), 1-9.

BALKIS, M. & DURU, E. (2010). Akademik Erteleme Eğilimi, Akademik Başarı İlişkisinde Genel ve Performans Benlik Saygısının Rolü. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 27(27), 159-170.

BALKIS, M. (2006). Öğretmen Adaylarının Davranışlarındaki Erteleme Eğilimlerinin Düşünme Ve Karar Verme Tarzları İle İlişkisinin İncelenmesi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü).

BALKIS, M., DURU, E., BULUŞ, M., DURU, S. (2006). Üniversite Öğrencilerinde Akademik Erteleme Eğiliminin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi. Ege Eğitim Dergisi. 2(7), 57–73.

BALTACI, A. (2017). Erteleme Davranışı Eğilimi ve Beş Faktörlü Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkiler: Okul Yöneticileri Üzerine Bir Araştırma. Uluslararası Güncel Eğitim Araştırmaları Dergisi. 3(1), 56-80.

ÇAKICI, D. Ç. (2003).  Lise ve Üniversite Öğrencilerinde Genel Erteleme ve Akademik Erteleme Davranışının İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü).

FERRARI, J. R. VE PYCHYL, T. A. (2000). The Scientific Study Of Procrastination: Where Have We Been And Where Are We Going. Journal Of Social Behavior And Personality. 15(5), 7-8.

FLETT, G. L., HEWITT, P. L., & MARTIN, T. R. (1995). Dimensions Of Perfectionism And Procrastination. In J. R. FERRARİ, J. L. JOHNSON & W. G. MCCOWN (Eds), Procrastination And Task Avoidance: Theory, Research And Treatment. New York: Springer.

KANDEMİR, M. (2016). Akademik Erteleme Davranışını Açıklayıcı Bir Model . Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi. 4 (3) , 51-72 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/pegegog/issue/22576/241170

ODACI, H., & KAYA, F. (2019). Mükemmeliyetçilik Ve Umutsuzluğun Akademik Erteleme Davranışı Üzerindeki Rolü: Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi. 9(1), 43-51.

ORPEN, C. (1998), The Causes And Consequences Of Academic Procrastination: A Research Note. Westminster Studies İn Education. 21, 73-75.

ÖNAL, Ş. H. (2005). Bir Sorumluluk Eğitim Programının Lise Dokuzuncu Sınıf Öğrencilerinin Sorumluluk Düzeylerine Etkisi (Order No. 28738175). Available from ProQuest Dissertations & Theses Global. (2606867877). Retrieved from https://www.proquest.com/dissertations-theses/bir-sorumluluk-eğitim-programının-lise-dokuzuncu/docview/2606867877/se-2?accountid=11248

SARIKAYA AYDIN, K., & KOÇAK, S. (2016). Üniversite Öğrencilerinin Zaman Yönetimi Becerileri ile Akademik Erteleme Düzeylerinin İncelenmesi. Uşak Üniversitesi Eğitim Araştırmaları Dergisi. 2(3), 17-38.

STEAD, R., SHANAHAN, M., & NEUFELD, R. (2010). “I’ll Go To Therapy, Eventually”: Procrastination, Stress And Mental Health. Personality and Individual Differences, 49(3), 175-180.

ŞİRİN, E. F. & DUMAN, S. (2018). Cinsiyete Göre Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinde Akademik Erteleme Davranışı: Genel Erteleme Ve Akademik Özyeterliğin Rolü. Türk Spor Bilimleri Dergisi. 1(1), 1-10.

TANRIKULU, M. (2021). Ergenlere Yönelik Akademik Erteleme Davranışıyla Baş Etme Programının Geliştirilmesi ve Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi).

VESTERVELT, C. M. (2000). An Examination Of The Content And Construct Validity Of Four Measures Of Unpublished Doctoral Dissertation, Carleton University, Canada.

Sude ÇETİNKAYA
Sude ÇETİNKAYA

Bazen duygularımızı ifade edemediğimiz, âdeta deli gibi bağırmak istediğimiz fakat sesimizi bile çıkaramadığımız zamanlarla karşılaşırız. Halbuki hiçbir engelimiz de yoktur ortada. Ben böyle zamanlarda içimdeki duyguları kağıda dökmeyi  seçtim. Yazmak, bizlere bahşedilen öyle mucizevi bir şey ki… Şu şekilde ifade etmek istiyorum sizlere: Önce uzun süredir nefes alamadığınızı  ve ardından bir anda derin derin nefes aldığınızı düşünün. Yazmak da böyle bir şeydir. Beni hayatın zorluklarından, sıkıcı rutinlerinden çıkartan, bana canlılık katan, benliğimi bulmamı sağlayan, kendimi keşfettiğim bir alan…

Asiye Selay KESKİN
Asiye Selay KESKİN

Merhaba, ben Asiye Selay Keskin. Yıldız Teknik Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiyim. Okuyup yazmayla aramdaki bağı keşfettiğimden beri benliğimi bulmaya daha yakın hissediyor ve kendimi olabildiğince dinleyip anlamaya çalışıyorum.

Büşra MADAN
Büşra MADAN

Çoğu zaman yaşamak istediğimiz hayatla yaşamakta olduğumuz hayat arasında düşünür dururuz. İhtimallerin içinden yaşamlar çıkarırız kendimize ve her birine o kadar bağlanırız ki hepsini teker teker yaşamak isteriz. Ben, tek bir ihtimalde yaşayacak olmayı kabul etmiyorum. Birden çok ihtimalde yaşamak istiyorum. Yazdığım her yazıda farklı bir ihtimalde yaşıyorum. Yazıyorum çünkü Yazmak benim ihtimallerim, yaşam kaynağım.

CEREN ALTINER
CEREN ALTINER

İnsan varolmak ve varoluşunu çeşitli yollarla dışavurmak ister. İşte benim de “Bakın, ben de buradayım!” deme şeklim yazılarım. Özellikle öykü okuyup yazmayı çok seviyor ve bu uğraşı alanımız için çok değerli görüyorum. Kimi zaman bir yardım kaynağı olarak, kimi zaman bir tamamlayıcı olarak edebiyattan, özellikle de öykülerden öyle çok faydalanıyoruz ki! Ben de fırsat bu fırsat; öykülere ve onları yazan kişilere teşekkür etmek istiyorum, hayatımı daha anlamlı kıldığınız için.