HOW I MET YOUR MOTHER DİZİSİNDEKİ KARAKTERLER VE İLİŞKİLERİNİN İNCELENMESİ

How I Met Your Mother 2005-2014 yıllarında yayınlanan ve 9 sezondan oluşan bir Amerikan sitcom dizisidir. Başkarakterimiz olan Ted’in gençlik anılarını ve diğer karakterlerimiz olan Barney, Robin, Lily, Marshall’ın anılarını çocuklarına anlatmasını konu alır. Bu karakterlerin romantik ilişkilerini çeşitli açılardan ele almaya Ted ve Robin’in ilişkisiyle başlayalım.

TED-ROBIN

Başkarakterimiz olan Ted Evelyn Mosby ayrılmış bir anne babanın en büyük çocuğudur. Adler’in doğum sırasındaki yerine baktığımızda, onda olan mükemmeliyetçilik ve kontrol bağımlılığı özellikleri gözümüze çarpar. Öyle ki evlenmek için kendisine resmen zamanlayıcı kurmuştu ve dokuz sezon boyunca o mükemmel kadının Ted’in hayatına girmesini beklemiştik.  Kontrol bağımlılığı özelliğini, ebeveynleri ayrılma kararını onunla paylaştıklarında verdiği tepkiden görüyoruz.- Arkadaşlarının telaffuzlarına dahi müdahale ettiğini görüyoruz.- Dizinin sonlarına doğru, aradığı mükemmel kadının Tracy olduğunu düşündük ancak Ted için o kadının her zaman Robin olduğunu anladık. Belki de Ted için Robin gestalt terapideki bitirilmemiş işleri karşılamaktaydı.

Robin, mutsuz bir ailenin tek çocuğu. Babasının hayalinde bir erkek çocuğu isteği vardı ancak Robin’in dünyaya gelmesiyle hayal kırıklığına uğradı ve onu kendi hayalindeki evlat imajına dönüştürmek için baskı kurdu. -Belki de Ted onda babasının kontrol bağımlılığı özelliğini karşılıyordu.- Robin, babasının istediği evlat rolüne geçmediği sürece babasından gerekli ilgi ve sevgiyi alamamıştı ve bu, ilgi açlığına dönüşmüştü. Hayatında eksik olarak gördüğü baba sevgisini psikiyatrist sevgilisi Kevin ile gidermeye çalışmış olabileceğini düşünüyorum. Robin’in kısa sürede hayatına fazla kişi almasını ise Adler’in erkeksi protesto kavramı sayesinde açıklayabiliriz.

Ted’in ilişkilerinde gösterdiği bağlanma stili, Robin’e ilk görüşte bağlanması, onu hayatının odak merkezine koyması; kaygılı bağlandığını gösterir. Robin açısından bakarsak bağlanmaktan korkan, bağımsızlığına aşırı derecede düşkün biri olması özellikleri bakımından, kaçıngan bağlandığını söyleyebiliriz. Ayrıca mania aşk türünün özelliklerini göstermektedirler.

BARNEY – ROBIN

Barney’in düzenli bir aile yaşantısı yoktu. Öz babasıyla 20’li yaşlarının sonunda tanışabilmişti ve televizyonda gördüğü bir sunucuyu babası zannederek büyümüştü. Aile yaşantısı olmasını çok istiyordu. -Birçoğumuzun hayran kaldığı Nora ile birlikte olması bu isteği ile açıklanabilir.- Yaşıtı bir kardeşiyle beraber büyümüştü ve annesinin en sevdiği çocuğu olmak istiyordu. Bu istek onun hırslı biri olmasına neden olmuş, bu hırsının etrafındaki kadınlar tarafından aşırıya kaçar bir beğenilme isteğine dönüşmüş olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki bunun için “The Playbook” kitabını yazmıştı. Bu kitabı yazmasında ilk kız arkadaşının onu aldatmasının yıkıcı etkisi de vardı. Dizinin sonlarına doğru bir kızı olmuş ve kızı ile mutlu bir aile yaşantısı kurabilmek adına hayatındaki diğer kadınlardan vazgeçip kızını hayatının merkezine koymuştu.

Birbirine bu kadar fazla benzeyen çiftimizin birliktelikleri ne yazık ki kısa sürüyor. İlişkilerine baktığımızda net olarak bir bağlanma stilinden bahsedemiyoruz. Her ikisi de kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler ancak ilişkilerinin bazı noktalarında güvenli ve kaygılı bağlanma stillerini de görüyoruz. Hem Robin’in hem de Barney’in ludus aşk türüne göre davrandıklarını söyleyebiliriz.

TED- TRACY

Dokuz sezon boyunca büyük bir merakla beklediğimiz “anne” yalnızca birkaç bölüm bizimle birlikte olabilmişti ne yazık ki.  Tracy, erkek arkadaşını kaybetmiş, kaybının ardından başkalarıyla birlikte olmayı ihanet olarak görmüş ve evlenme teklifi aldığında gökyüzüne bakarak önce ondan izin alacak kadar bağlılık göstermiştir.

İlişkilerindeki aşk türünü storge olarak yorumlamak mümkün.  Tutkulu bir aşktan ziyade birbirlerinin ortak ilgi alanları ve benzerliklerine hayran olan arkadaşlığa dayalı birliktelikleri vardır. Bağlanma stili olarak güvenli bağlanmaya örnektir. Aralarında bir çatışma ya da problem görmememize rağmen her ikisinin de çözüm odaklı yaklaşmış olduklarını söyleyebiliriz.

LILY- MARSHALL

Lily karakterine baktığımızda etrafındaki insanların kendisine danışmasından büyük keyif aldığını görüyoruz. Adleryen kuram açısından, ailenin tek çocuğu olması; bencil ve ilgi çekmeyi seven,  yüksek özgüvene sahip özelliklerinin ön plana çıkmasına neden olmuştur.  Aile yaşantısında da babasını yönetmeyi çok sevdiğini görüyoruz.  -Evlilik yaşantısında ise Marshall’ı- Aynı zamanda çok anaç bir karakter, bunu hem çok iyi bir okul öncesi öğretmeni olmasından hem de Marshall dâhil yakın çevresindeki herkese annelik yapmaya çalışmasından anlıyoruz.

Marshall, aile yaşantısına oldukça bağlı, kalabalık ailede büyümüş birisidir. En küçük çocuktur ve çocuksu özellikleri baskındır, yönetilmeyi sever. Lily ile olan ilişkisinde ikilinin yöneten-yönetilen özellikleri daha keskinleşmiştir. Özellikle babasıyla olan ilişkisine çok değer vermektedir. -Babasına bağlılığını göstermek için oğluna babasının adını vermişti.- Aile sıcaklığını Lily ile olan evliliğinde de aramaktadır. Ki bulduğunu da söyleyebiliriz.

Lily-Marshall ilişkisini bağlanma stillerine göre yorumlayacak olursak şüphesiz güvenli bağlanma olduğunu söyleriz. Çiftimiz zaman zaman tartışmalar yaşasa da mevcut sorunu çözmek için her iki taraf da yoğun çaba sarf ediyor. Duygu, düşüncelerini birbirlerine rahatlıkla anlatıyorlar ve anlayışlı yaklaşıyorlar. Aşk türleri ise agapedir (özgeci/verici).

“Bazen daha güzel şeylere yol açmak için bazı şeylerin yıkılması gerekiyor.”

How I Met Your Mother

– Emine ALTUNTAŞ (Organizasyon Birim Temsilcisi)