EVDE KAL: COVİD-19

Salgınların, psikolojik ve sosyolojik etkileri uzun yıllardır bilim dünyasının merak alanlarından biri. Geçtiğimiz yılın aralık ayında Çin’in Wuhan bölgesinde başlayıp bugünlerde bütün dünyaya yayılmış olan Yeni Corona Virüs (kısaca Covid-19), hastalığa yakalanmış bireyleri fizyolojik olarak etkilemekle beraber, salgın kaynaklı sosyal hayatın kısıtlanmasına yönelik tedbirlerle, hastalığa yakalanmamış sağlıklı kişileri de psikolojik olarak olumsuz yönde etkiliyor. Öyle ki stresin insanların savunma mekanizmalarını yani bağışıklık sistemlerini zayıflattığı ve yeni saldırılara daha açık hale getirdiği günümüzde bilinen bir gerçek. Bu yüzden virüslere karşı daha dayanıklı olmak için güçlü psikolojilere ve daha az stresli günlere ihtiyacımız var.

Peki stresi ve stres kaynaklı oluşan olumsuz etkileri nasıl azaltabiliriz?

■ Atılması gereken ilk adım; evde geçireceğimiz günlerin içeriğini zenginleştirmektir. Peki bunu nasıl yapabiliriz?

Evde geçireceğimiz üç haftalık süreci planlamak oldukça iyi bir başlangıç olacaktır. Okunacak kitapları, bitirilecek kpss/ales konularını, izlenecek dizi ve filmleri listelemek ve oluşturduğumuz plana göre günlerinizi geçirmek, bizleri günlerimizin boşuna geçtiği hissiyatından uzak tutacaktır. Unutmamak gerekir ki en kaliteli zaman, planlanmış zamandır.

■ Toplumdan izole olma duygusundan kendimizi uzak tutmalıyız. Arkadaşlarımızla fiziksel olarak bir araya gelemiyorsak bile günümüzde bunun başka yolları var. İnternet ve teknolojiden faydalanıp arkadaşlarımızla sesli veya yazılı iletişim kurabileceğimiz uygulama ve siteleri değerlendirmeli veya Telefon görüşmeleri yapmalıyız. Örneğin; discord üzerinden sesli sohbet grupları açabilir veya Whatsapp grupları üzerinden arkadaşlarımızla iletişim kurmaya ve mizahi öğeleri paylaşmaya devam edebiliriz. Mizahın zor durumları atlama konusunda stresi azaltmaya yönelik etkileri defalarca kanıtlanmıştır. Dolayısıyla bugünlerde bizim için oldukça etkili bir silah. (Tabii mümkün mertebe mizahın konusunun Covid-19 dışında olmasında fayda var.)

■ Gündeme sıkışmamalıyız. Kendimizi sürekli olarak virüs ve salgın haberlerine maruz bırakırsak ruh halimizde belirgin düşüşler ortaya çıkabilir. Bu duruma engel olabilmek adına haberlere göz atma sıklığımızı düşürmeli ve özellikle Instagram ve Twitter’da çok zaman geçiren bireylersek şimdilik bu uygulamalara erişimimizi azaltmalıyız. Bununla da bitmiyor, sadece kendimizin değil ailemizin ve yakınlarımızın da psikolojisine dikkat etmeliyiz. Gördüğümüz her olumsuz haberi paylaşmamalı yalnızca gerekli durumlarda doğruluğu teyit edilmiş güvenilir kaynaklardan edinilmiş bilgileri paylaşmalıyız.

■ Sonuncu ve bir diğer önemli adım; düzenli beslenme, düzenli uyku ve egzersiz. Her birimiz güçlü bir bağışıklık sistemi için tüm bunlara ihtiyaç duyarız orası kesin fakat yalnızca güçlü bir fizyoloji için değil aynı zamanda güçlü bir psikoloji için de bu muhteşem üçlüye ihtiyaç duyuyoruz. Hele ki vücut hareketliliğimizin oldukça kısıtlanacağı bugünlerde egzersiz yapmayı bir rutin haline getirmeniz gerekiyor. Bizden şimdilik bu kadar. Güvenli kalın, yeni şeyler keşfedin ve güzel vakit geçirmeyi ihmal etmeyin. Upöy Bilimsel Araştırmalar ve Yazı İşleri Biriminden kucak dolusu sevgiler.

Abdulselam GÜLŞEN
Abdulselam GÜLŞEN

Yazmak belki de evrimimizdeki en ilkel haz noktalarımızı tetikliyor; var etmek, şekillendirmek ve tabii gerçek var oluşumuza dışarıdan bakabilmek. Mürekkebin somutlaştırdığı zihinlerden taşanlar; ideları, eylemleri ve nihayetinde eylem adamlarını var etti. Günün sonunda bazılarımız büyük kitabın içindeki daha küçük kitapların yazarları oluyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir