Sabah ezanlarıyla birlikte gözümü açmış, odanın bir hayli soğuk olduğunu üzerimdeki yorganı savurunca anlamıştım. Yataktan çıkıp doğruldum. Kardeşlerim hala uykudaydı onların bu denli sorumsuz olması sinirime dokunuyordu. Usulca dürttüm kardeşlerimi “haydi kalkın sabah oldu” dedim. (Neden bunları anımsıyordum şu an hiçbir anlam veremiyordum. Nereden geliyordu zihnimdeki bu kadar ayrıntı ve neden şu an tezahür etmişlerdi?)“BABAMA DAİR” yazısının devamını oku
Kategori arşivleri: Sanatsal
CEVİZ FİDANI
Güneş, ayağındaki hâki sandaletlerin parıltısını artırıyor ve ayaklarını kavuruyordu. Yeni evlerinin önündeki kaldırıma oturmuştu küçük kız çocuğu. Sırtı eve dönüktü. Gözleri yaşlı,yola bakıyordu. Yaşı kaçtı emin olamıyordu, hesabı hiç tutturamıyordu. Ailesi memurdu, tayinleri çıkmış ve yeni bir şehre taşınmışlardı. Anıların üzerine kapıyı çekip çıkmışlardı. Güneş nasıl kavuruyorsa ayaklarını, hasret de öyle kavuruyordu minik yüreğini. Geride kalan hayatını düşünürken , dalıp gitmişti“CEVİZ FİDANI” yazısının devamını oku
BABANIN ARDINDAN
Başında daireden getirdiği sıkıntılarlaevi rutubet kokan fidan gibi delikanlının,ağustos sıcağında memleketine doğru giderkenVe biteviye her türlü insan kokusunu barındıran otobüsün camına yaslarken başını,neler geçer aklından?Hiç duygulandırmaz mı onuKöylüsü tarlada saban sürerken tek başına,-bir zamanlar babasının arkadaşıyken üstelikBir rüya gibi gözlerinin önünden geçivermiş?Ve hiç mi ağlamak gelmez içinden,Babasının çocukken oynadığı çeşmeyi görünce,İn cin oynamayan şose yolun“BABANIN ARDINDAN” yazısının devamını oku
SANRI
Günlerin ardından içime düşen birçok soluksuz düşünceyle beraber yazıyorum. İnsanın içini daraltan bu ummasız deniz gibi dalgalanan gökyüzü yüzümün eksenin üstünde bir fırtına gibi yolumu gözlüyor. Düşünürken sarf ettiğim yaşamın güzel huyu gözümün içinde küçük bir siyah nokta kadar duruyor. Beynimden düşen o kadar saf düşünce yollarını kıyılarımın çizgisinde buluyor. Oluklardan gaiplikler birer birer damlıyor.“SANRI” yazısının devamını oku
ARKADAŞIM ZEKİ
Yazmakta olduğum bu öykü çok yakın bir arkadaşımla ilgili. Ne tuhaf; tam on iki yıldır onu görmememe, ondan tek bir haber dahi almamama rağmen hala ona en yakın arkadaşım diyebilmem ne tuhaf! İyi çocuktu Zeki. Kimseye bir zararı dokunmamıştır daha bugüne kadar. Hani herkesin işine koşan ama bir an ortada kayboluverse kimsenin özlemeyeceği insanlar vardır,“ARKADAŞIM ZEKİ” yazısının devamını oku