ŞİİR YORUMU
Merhabalar ! Yazı İşleri ve Bilimsel Araştırmalar Birimi olarak yine siz sevgili UPÖY’lülerle enfes şiirlerde buluşuyoruz. Aynı esere bakacak ancak farklı tatlar alacağız, belki ikinci kez baktığımızda bile farklı yorum getireceğiz ve her seferinde bol bol “bence” cümleleri kuracağız. Bu sebepten ötürü yazacağımız yorumları akademik bir yazı olarak değil de günümüze kazandırılmış güzel şiirler üzerine edilen ufak çaplı bir sohbet olarak görmenizi istiyoruz. Keyifli okumalar dileriz. 🙂
BİR NİSAN AYAZI
Takvimim bahar, puslu bir nisan gecesi
Teker teker dökülüyor yapraklarım
Dallarımda kiraz çiçekleri tomurcuk vermiş
Kar taneleriyle kaplanmış üstüm başım
Adını dahi bilmediğim bir sokaktayım
Bir başımayım, içimde beni hiç terk etmeyen hazan
Göz pınarlarım, zihnimin çıkmazlarını yokluyor
Tomurcuklarım ha patladı ha patlayacak
Kar taneleri bembeyaz bir örtü gibi uzanmış
Baştanbaşa donatmış, ruhumun terk-i diyarını
Meyve veren dallarım çırpınıyor bir nisan ayazında
Unutulmuş bir ev gibiyim, biraz ürpermiş, biraz da üstü tozlanmış
Hayat, işte böyle sürüp gidiyor yaşamak telaşında
Sonsuz bir göğün altında, kendimi ararken kayboluyorum
Nefes nefeseyim, elimi uzatsam ulaşacağım sanki
Zihnimi kasıp kavuran hiçliğe, işte o hiçliğin ortasında da ben
Pusulam şaşmış, zihnim birazcık harman
Tomurcuklarım ha patladı ha patlayacak
Çiçeklerim çırpınıyor bir nisan ayazında
Güneş birazdan doğacak…
– Gamze MERSİN
Havanın kapalı ve soğuk olduğu mevsimlerde insanlar hüzünlü bir duygulanım içine girebiliyorlar. Şiirde tasvir edilen mekan bu duygular için zemin oluşturuyor. Şair doğanın her yerinde kendi hüznünden bir parça buluyor, belki de kendi hüznünden ötürü doğaya bunu yansıtıyor. Şiiri okurken doğanın eşliğinde kendi içinizde de bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Şiirlerin güzelliği de buradan geliyor. Her şiirde kendi hikayenizden bir parça bulmak veya o parçayı yaratmak mümkün.
– Sevdehan KALAYCI ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Bazen içimizde farklı duygu durumları olur. Duyguların içinden çıkamayacağımızı düşünerek bir nevi tutunacak bir dal ararız. Şiirde de duygu durumlarıyla birlikte insan bedeni baharla özdeştirilerek ağaca,tomurcuklara benzetilmiş. Mevsim geçişleriyle birlikte insan ruhunun değişimler yaşadığı ve baharın gelmesiyle ruhun,duyguların anlamlanacağı dile getirilmiş. Güneşin doğmasıyla her şeyin düzelebileceğine inanılıyor. Baharı ve doğuşu bekleyelim bakalım bize neler getirecek…
– Sude ÇETİNKAYA ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Nisan ayının güneşi de yağmuru da karmaşık. Kozasından çıkmaya çalışan kelebekler gibi çırpınıyor hislerimiz. Nisan yağmurlarından sonra doğan güneşteki gökkuşağı gibi, sevinci çok ama çabuk kayboluyor. Ayaz çıkıyor. Sevinç yerini hüzne bırakıyor.
– Gülsüm KAR ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Ağaçların tomurcukları göstermesi gibi bizim ruhumuzda da tatlı bir telaş başlıyor bahar gelince; bir yanda kışın geçip giden o hüzün var, bir yanda da en köşede kalmış bir anının canlanması gibi neşelendiğimiz anlar. Hayat koşuşturmacasındaki gibi duygularımızın inişli çıkışlı yolculuğuna şahit oluyoruz. Şairin bu yolculuğuna ortak olmak istedim her mısrada…
– Şeyma Nur DEMİR ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
NİSAN YAĞMURU
Günlerden lale, aylardan nisan, yıllardan vuslat…
Çocukluğumun bir parçası daha kayboldu.
Bulamıyorum.
Büyüdüm, sevgim acıyor.
Vuslat nasıl, kavuştun mu?
Nisan yağmuru gül, toprak bülbül
Bak artık öksüz değilsin.
Nisan ya nisan, sahi sayılı günlerden hangisindeyiz.
Mart yedisi çıktı mı, yirmi üç nisan soğukları geldi mi?
Mart yedisinde dikmişsin laleleri.
Ne zaman sulamalıyım, nisan yağmuru kâfi mi?
Nisan yağmuru gelse ya gönlüme
Çocukluğumu bulurum belki.
– Gülsüm KAR
Baharın gelişiyle nisan yağmurları toprakla buluşuyor, doğa yeniden canlılığına kavuşuyor. Ancak bir yandan doğanın bu muhteşem tamamlanışını seyrederken kendi içimizdeki ayrı kalmışlıkları, çocukluğumuzdan kopuşları hissederiz. O yıllardaki kendimize, heyecanlarımıza, sevinçlerimize hatta çocuksu hüzünlerimize bile özlem duyarız. Doğanın vuslatına imreniriz adeta. Şairin bu kavuşma tablosunu kendi içinde de deneyimlemek istediğini hissettim.
– Sevdehan KALAYCI ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Yaş aldıkça hayat enerjimizi, çocukluktaki saf sevinçlerimizi, küçük mutluluklarımızı kaybedebiliyoruz. Baharın gelişi ve enerjisiyle çocukluğumuzdaki aynı duyguları tekrar hissedebiliriz. Kim bilir belki bir nisan yağmuruyla mor saçaklı akasyalar altında ıslanırken şiirde de dendiği gibi çocukluğumuzu buluruz.
– Sude ÇETİNKAYA ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Üzerine ne kadar yazarsak yazalım bu bahsettiklerimizle belki sizlerin belki şairin duygularının zerresini yakalayamamış olabiliriz. Bir diğer yandan da birbiriyle aynı duyguları yaşayıp farklı kelimelerle ifade eden insanlar olmanın şaşkınlığıyla da birbirimizin duygularına tercüman oluyor da olabiliriz. İşte insan olmanın güzelliği de burada efenim 🙂
Uzun lafın kısası öncelikle böyle güzel şiirleri bizlere kazandırdığı için şairlerimize, sonra ömründen ayırıp düşüncelerimizi okuyan siz değerli okurlarımıza teşekkürlerimizi sunarak yazımızı noktalıyoruz.
Sanatla kalın, UPÖY’le kalın