ŞİİR YORUMU
Merhabalar ! Yazı İşleri ve Bilimsel Araştırmalar Birimi olarak yine siz sevgili UPÖY’lülerle enfes bir şiirde buluşuyoruz. Aynı esere bakacak ancak farklı tatlar alacağız, belki ikinci kez baktığımızda bile farklı yorum getireceğiz ve her seferinde bol bol “bence” cümleleri kuracağız. Bu sebepten ötürü yazacağımız yorumları akademik bir yazı olarak değil de günümüze kazandırılımış güzel bir şiir üzerine edilen ufak çaplı bir sohbet olarak görmenizi istiyoruz. Keyifli okumalar dileriz. 🙂
DÖRT MAYIS’IN İLK TÜRKÜSÜ
Sana saksılarımda sevdalar büyütüyorum
Güneş dudağımızda parlak yığın
Dört Mayıs gözlerimde şenlik caddeleri
Meydanlara, bulvarlara leylak baharı
Dört Mayıs varlığımın sonsuz zaferi
Sana saksılarımda sevdalar büyütüyorum
Al perçemli çiçekler öldürüyorum sana
Damarlarımda göklerin deli mavisi akıyor
Gülüşün kadarınca yeniden doğuyorum
Beklemek; suskuncana, yürekler yüreği
Kavuşmak; parça parça, ölüm ölüm
Meryem Dağı zirvesi tek ağaçlıdır
Oluş, boynunda antik cihan
Yâre giden yollar dolambaçlıdır
Beklemek; suskuncana, yürekler yüreği
Efsaneler yakıyorum sana gök ruhlum
Gözyaşım eline acem kınası
Gözlerinde yaşamanın saklı büyüsü
Gölgesiz sancısını çekmekteyiz zamanın
Vuslat dedikleri toprağa su
Ana hasreti hüzünde, cesur
Yârin can yüzünde serhat buğusu
Dikenli teller tutmaz sevdamı
Gölgesiz sancısını çekmekteyiz zamanın
Hiçliğin dehlizlerini yıkıyorum sana
Kutlu katarlar tenimizde vurgun
Dilinde altın çağın yazılmamış kaderi
Zincirim, ruh bozan ellere vurulmuşum
Mahpus çağları darma duman olgudur vicdanda
Öle dirile aşkına koşulludur düşlerim
Yokluğun, işkence dehasında koca gözdağı
Ölümü severek dirilmekteyim
Zincirim, ruh bozan ellere vurulmuşum
Hudutlar bozuyorum sana ey alemlere sığmaz
En bağımsız gülüşün denizler alır
Ufukta bayrağı dik kadırgadır sevincin
Yaşamak savaşımız kınında puslu
Dağların karında hasret var aman
Aşımıza yürek kattık yarın yazanda
Yârimin yazması karadır aman
Sarılmak kenetlerin en sıkısında
Yaşamak savaşımız kınında puslu
Kerbela’yı suvarıyorum sana ulu yâr
Duvarlarını parçalıyorum Zavira’nın
Ellerim çarmıhta İsa bozması
– Musab Sefa DEMİRTAŞ
Yaşam içinde kaybolmak, yaşamda kalabilmek için mücadele etmek…İlk okuduğumda bu hususlar gözüme çarparken sonradan, hayatın vermiş olduğu yorgunlukla beraber ortaya çıkan isyanları fark ediyorum. Beklenen sevgili, bağlı olunan bireye olan özlem, kişiyi ayakta tutuyor. Onun için bağladığı umutlar, beklentilerle birlikte bir varoluş çabası hakim görünüyor. Hayatın zorluklarına, engellerine ve düşürmelerine inat, çabalamak ve var olan her şeye uyum sağlamaya çalışmak…Bunlarla birlikte şiirde görülen mitolojik ve tarihi öğeler de şiire farklı pencerelerden bakma imkanı sağlamış. Değinilen noktayla şiirin bütünlüğü içerisinde çağrışımsal bir anlamlandırma yaptığımızda kişinin bu noktalardaki baskın olaylar kadar güçlü olan yanını hayata karşı ortaya koymaya çalıştığını görüyorum.
–Sude ÇETİNKAYA ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Şiirde duyguları sembollerle ifade etmek hele ki oldukça özel duygularsa sık tercih edilen bir durumdur. Bu şiirde de sıklıkla anlatılmak isteneni tasvirle ve sembolle yakalamamız gerekiyor. Bir dağın zirvesine benzetilen ve bir dağın zirvesine çıkışın güçlüğünün aynı zamanda en yüksekte sadece bir kişiye yer oluşunun tasviri bende sanki aşkın tanımlanması hissini doğurmadı değil. Dolayısıyla aşkın üzerine yazılmış bir şiirde kuvvetli bir sevgi ve yer yer melankoli hissine rastlıyoruz. Şiirin biçem olarak dağınık olduğunu söylemek mümkün, tek oturuşta ortaya çıkmış bir ruh halinden çok genel geçer hislerin yorgunluğuyla ortaya çıkmış gibi görünüyor. Ayrıca şiir yeni tarzda yazılmış olmasına rağmen eski üsluptan ve tarzdan ögeler görebiliyoruz. Bu şiiri bir kelimeyle özetlemem gerekseydi “çeşitlilik” kelimesini kullanırdım.
–Abdulselam GÜLŞEN ( UPÖY Yazı İşleri Birim Üyesi )
Üzerine ne kadar yazarsak yazalım bu bahsettiklerimizle belki sizlerin belki şairin duygularının zerresini yakalayamamış olabiliriz. Bir diğer yandan da birbiriyle aynı duyguları yaşayıp farklı kelimelerle ifade eden insanlar olmanın şaşkınlığıyla da birbirimizin duygularına tercüman oluyor da olabiliriz. İşte insan olmanın güzelliği de burada efenim 🙂
Uzun lafın kısası öncelikle böyle güzel bir şiiri bizlere kazandırdığı için şairimize, sonra ömründen ayırıp düşüncelerimizi okuyan siz değerli okurlarımıza teşekkürlerimizi sunarak yazımızı noktalıyoruz.
Sanatla kalın, UPÖY’le kalın.